5 Şubat 2015 Perşembe

ZİHNİNDEKİ CEHENNEM


Nasıl ki fizikte iki cisim aynı nokta da bulunamaz diye bir kanun varsa Psikolojide de aynı kanun yürürlüktedir. Eğer kafanızı cesaret,  sevgi, anlayış, tolerans düşünceleriyle doldurursak menfi (kötü) bütün düşünceler kaçar gider.
Bugün biraz olumlu yani proaktif düşünce yapısından bahsetmek istiyorum. Proaktif düşünce yapısı sanıldığının aksine Polyanacılık değil, her şartta ve koşulda bulunduğumuz olumsuz 

durumlar karşısında alternatif çözümler bulmaktır.

Başarılı insanların kullandığı yöntemde budur. Olayları görmemezlikten gelmek yerine farklı bir bakış açısı geliştirilerek yeni çözümler üretmesidir.
Uzmanlar 'Beynin ne yaptığını biliyoruz ama ne yapacağını bilmiyoruz ' diyor.
Olumlu düşünce tıpkı diğer alışkanlıklar gibi öğrenilebilir bir alışkanlıktır. Beynimizin iki kısmı bulunur. Sol tarafta olumlu düşünceler sağ tarafta ise olumsuz düşünceler yer alır. Kızgınlık öfke kendine güvensizlik, kavga, kendini kötü eleştirmek beynin sağ tarafını (Olumsuz düşünce kısmı) sevgi, kararlılık, kendine güven,  mutluluk, beynin sol tarafını  (olumlu düşünce ) geliştirir.
Nasıl vücudumuzu spor yaparak geliştirebiliyorsak, beynimizin kullanılan bölümlerinin büyümesi ve gelişmesi ya da büzüşüp küçülmesi mümkün.
Zamanla oluşturduğumuz olumsuz inanç kalıplarımızda düşünce biçimini tetikler. İnandıklarımız bir süre sonra dünyamızı oluşturur. Geçmişten gelen olumsuz eleştirilerde büyük bir etkendir.
Beynimizi olumlu tutumla ilgili eğitmek için kendimizi tanımak ve farkındalık bu işin ilk aşamasıdır. Kendiniz için neye inanıyorsunuz? Olumsuz düşünceleriniz neler? Bu düşünceler size nasıl bir fayda sağlıyor? Bu soruların cevabını kendimize vermeliyiz.
Sevgili Zig Ziglar’ın bir seminerinde anlattığı çok güzel bir örnek vardı;
Kadının biri seminer öncesi Bay Ziglar’ın yanına gelir ve ağlamaya başlar işinden hayatından nefret ettiğin söyleyip yakınıp durur. Öyle negatiftir ki “Bana yardım edebilir misiniz?” diye sorar. Bay Ziglar’da ona yardım edemeyeceğini ve sorunun daha büyüyeceğini, işinden kovulacağını söyler. Kadın şaşkınlık içinde; ‘ Neden beni işimden kovsunlar!’ diye yakınır. Bay Ziglar’da bu kadar negatifliği Amerika’da hiçbir şirketin barındırmak istemeyeceğini söyler. Kadında dehşet içinde ne yapabileceğini sorar. Bay Ziglar ona bir defter almasını ve işinde hoşlandığı şeyleri yazmasını ister kadın kızgın bir şekilde, ‘ben işimden nefret ediyorum hoşlandığım hiçbir şey yok’ der. Ziglar’da ona işi için ödeme yapılıp yapılmadığını sorar oda yapıldığını söyler Ziglar hemen defterini açmasını ve işinden hoşlandığı ilk şeyi yazmasını ister ve kadın biraz kendini zorlayınca tam 22 tane işinde hoşlandığı şey bulur. O gece eve gittiğinde bütün bu yazdıklarını seviyorum olarak değiştirmesini ister. İşimi seviyorum çünkü bana ödeme yapıyorlar gibi, ayrıca bunları aynanın karşısına geçip yüksek sesle söylemesini bunu her gün tekrar etmesini de ister. Bu kötü düşünme hastalığından ancak böle kurtulacağını söyler. Aylar sonra kadınla başka bir seminerde karşılaşır azı kulaklarındadır. Bay Ziglar ona nasıl gittiğini sorar ve kadında her şeyin harika gittiğini işinin de iş arkadaşlarının da nasıl değiştiğine inanmadığını söyler.
Bay Ziglar’ın da dediği gibi değişen hiçbir şey yoktur yalnız siz değişirsiniz.
Bugün bizde bir alıştırma yapalım. Kendimizle ilgili inandığımız ve başkalarının bize söylediği ne kadar olumsuz düşünce varsa hepsini bir kâğıda yazalım. Daha sonra bu olumsuz düşüncelere bakarak yerine yeni olumlu düşüncelerle değiştirelim ve onları da bir kağıda yazalım daha sonra olumsuz düşüncelerin yazıldığı kağıdı yakalım. O kâğıt yanarken bütün bu düşüncelerden kurtulduğunuzu içselleştirene kadar bekleyelim. Olumlulamalarla düzenlediğimiz yeni cümlelerimizi ise görebileceğimiz bir yere asalım.
 Unutmayın olumsuz düşüncelerin hiçbir sorumluluğu yoktur. Olumlu her düşünce bir amaç taşır ve sorumluluk almayı gerektirir. Bilinçaltınız sizi korumak isterken hayatınızı cehenneme çevirebilir.  Cennette cehennemde bu dünyada tamda beyniniz içindedir..

Mevlana’nın dediği gibi;
“Kardeşim sen düşünceden ibaretsin. Geriye kalan et ve kemiksin. Gül düşünürsen gülistan olursun diken düşünürsen dikenlik olursun”

Sevgilerimle

Tuba AYDOĞAN
NLP&Yaşam Koçu


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder