11 Nisan 2015 Cumartesi

EGO LEGO LETS GO


Egonu yenmeyi başardığın zaman, içindeki bütün karanlıklar aydınlığa dönüşecektir- RUMİ

Kimliğimizin en önemli parçasını oluşturan benlik kavramıdır ego. Kişisel gelişim ve tasavvufun karşı karşıya kaldığı ve çatıştığı bir konu aslında ve insan olmanın, olabilmenin ilk aşamasıdır ego. İsterseniz önce tasavvufta ki ego kavramına bakalım;
İbn-i Arabi’ye göre  ego, iki şey arasında bulunduğu yer ile tanımlanır. insan nefsi(egosu), hem cennete doğru yükselen Tûba ağacının, hem de cehenneme doğru kök salan Zakkum ağacının potansiyel tohumlarını ihtiva eden iki anlamlı bir varlık olup, bu iki anlam arasında binlerce derecelendirme gözlenmektedir. Bu açıdan ego hem Allah’ı ("O"nu) gösteren hem de "O"ndan uzaklaşan iki yönlü gelişme potansiyeline sahiptir.

Kişisel gelişimde ise ;
Ego insanın özsaygı, özgüvenini oluşturduğu iç dünyasıdır. Araştırmalara göre ego yani benlik ceninin 12 haftalık olmasından itibaren anne rahminde oluşmaya başlıyor. Çocuklarda bilinçaltı kayıtları 11 yaşına kadar devam ediyor ve bu süre zarfında ailesinden sevgi ve şefkat görmüş çocuklarda özsaygı, özgüven olumlu yönde gelişiyor. Tam tersi ailesi tarafından aşağılanan, gerekli sevgi ve şefkati alamayan çocuklar ise ilerdeki hayatlarında ya çok pasif, kendine güvensiz ya tam tersi etrafında ki herkesten hınç almak istercesine aşırı ezici ve hırçın yapıya sahip oluyor.

Kişisel gelişimin sanki tamamen insan egosunu şişirmeye odaklı olduğu sanılır. Önce kendin, önce sen, her şeyden önce sen, mucize sensin, sen muhteşemsin yaklaşımlarıyla insanları tamamen bir benciliğe sürüklediği düşünülür. Altı doldurulmadan yapılırsa doğrudur da!

Geçenlerde Amerikan futbolu oynayan bir takımın koçunun takım oyuncularına yaptığı konuşmayı dinlemiştim. Konuşma o kadar motive ediciydi ki bir an ben çıksam maça sanki oyunu alacak kadar kendimi güçlü hissetmiştim. O kadar emindim bundan. Sonuç bu konuşma benim gibi sıradan bir insan için ancak anlık bir duygu yoğunluğuna neden olur ve sahaya çıktığım daha ilk dakikada yere serilir ve ağlayarak geri dönerdim.  Özgüven duymak, motive olmak kötü bir şey değil elbette ama sorulması gereken birkaç tane soru var! Bu işi yapabilecek güce gerçekten sahip miyim? Bu iş için ne vermeye hazırım? Hangi alanda kendimi daha çok geliştirmeyelim? Eksik olan yönlerimi nasıl daha güçlü hale getirebilirim? Hangi kaynaklara sahibim? Pes etmek istediğim de kendimi hangi amacımın tutkusuyla motive edeceğim?
Kendi benliğinizi beslemeden, onla ilgili çatışmaları çözmeden, sahip olacağınız diğer kimlikler içinde egonuzun karşınıza çıkması an meselesidir. İş hayatında sıkça karşılaşılan ego problemleri ya da sosyal çevredeki ego problemlerinin tamamında doğru beslenmemiş egosal sorunlar yatar.  Aldatan eşler, hırçın üst müdürler, kıskanç arkadaşlar, sizi sıkboğaz eden ve aşırı sahiplenici ebeveynler…

Hidrojen doğa dostu bir elementtir.  H2O bize hayat veren maddenin (SU)  birleşenleridir. Fakat hidrojen izotopları olan döteryum ile trityumun füzyona uğratılarak kitleleri imha edebilecek nükleer silah yapımında da kullanılır. Burada suç hidrojenin değildir. İyi yönde kullanıldığında hayat verirken, kötü yönde kullanılması halinde hayat son vermektedir. Kötü olan ego yani benlik kavramı değil kötü olan onu besleyiş ve oluşturma şeklimiz. Doğru bileşenlerle bir araya geldiğinde iyi bir lider, idealist bir öğretmen, can bir dost sırdaş, sadık bir eş, huzurlu bir yuva, ferah toplum, ideal bir yönetici, doğru anne baba modeli, kötü birleşenlerle bir araya geldiğinde ise; kaos içinde bir ülke, çalışanlarını tutamayan sirkülasyonu bol iş yeri, okuldan nefret eden öğrenciler, şiddet ve nefret dolu bir aile, aldığı son model arabası yada kıyafetiyle sana hava atan insanların olduğu sosyal ortamlar oluşur…
Dünyaya gelirken yalnızdık ve ölürken de yalnız olacağız. Sorumlu olacağımız tek şey kendimiz ve kendi yaptıklarımız olacak. O zaman ilk önce kendimizden başlamalı sevmeye, var olmaya ama doğru bileşenlerle…

Uzun zamandır üzerinde düşündüğüm ve yazmak istediğim bu yazıya katıldığım ODM 1 eğitimde Değerli Hocamız Tamer Dövücü’nün aydınlatıcı bilgilerinin tuttuğu ışıktan dolayı teşekkür ederim.

Dengede bir hayat dileğiyle...

 Tuba Aydoğan
NLP KOÇU/Eğitmen